10.000 km'ye kadar olan biten
Aslında zaten neredeyse her şeyi Pulsar Günlüğü başlığında yazdığım için çokça uzun bir yazı yazmak istemiyorum.
10.000 km sonra net söyleyebilirim ki, motorumdan hala memnunum ve en az 1 belki 2 yıl daha kullanmayı düşünmekteyim. Hatta bunun için bir tarih bile vermesem daha iyi, çünkü memleketteki ekonomik durumlardan mütevellit motosiklet fiyatları aldı başını gitti bu sebeple elimizdekinin değerini bilmekte fayda var.
500 km'de rodaj bakımını yaptırdıktan sonra kişisel olarak 2500 km'de bir ara yağ değişimi yaptım.
5000'de periyodik bakım, 7500'de yine bir ara yağ değişimi ve nihayet 10.000 bakımı.
Bu zaman zarfında motorda neler yaptım.
500km rodaj bakımı esnasında motora dörtlü flaşör yaptırttım serviste.
Ardından işe gidip gelirken daha efektif kullanım için arka çanta demiri ve çanta alıp taktım.
Ardından gidon yükseltme aparatı alıp taktım.
Kışa girmek üzereyken de orjinal nylon lastiklerden kurtulup, Michelin Pilot Street lastikler taktırdım. 5000 bakımını yaptırırken de orjinal Pulsar ön turing cam taktırdım motora,
Tüm bunlardan sonra motor tip olarak da fonksiyonel olarak da minik bir turing motosikletine dönüştü gibi. Hatta ben fotolara bakınca yavru transalp gibi olduğunu düşünüyorum hala.
Çıkan sıkıntılar
Pulsar Günlüğü başlığında her detay var ama yine özet geçeyim.
Öncelikle motor ilk 5000 km'de en ufak bir sorun çıkartmadı bunu gönül rahatlığıyla söylemeliyim.
5000 bakımı sonrası havaların soğumasıyla birlikte sonradan gerçekten iklimle alakası olduğunu gözlemlediğim likit kristal göstergede ilk çalıştımada JF32 hatası vererek açılma durumu baş gösterdi. Burada olan sadece günlük saatin başa dönmesi ve yeniden güncel saate ayarlamak gerektiği idi. Ki bunu serviste akü kaynaklı denilerek garantiden akü değişmesine rağmen yaptı. Çünkü benim en baştan tahmin ettiğim gibi sorun aküde değil göstergenin Hindistan iklim koşullarına göre üretilmiş olmasındaydı. 10 bin bakımında konuyu belirtince serviste bunu kabul etti ve gösterge panelinin soğuk koşullarda, ısınana dek, kendini kapattığını söyledi.
Göstergeden hemen sonra baş gösteren bir diğer sorunsa maksimum tork devirne doğru yaklaşırken motorun bir çekiş ya da tekleme benzeri sorun yaşatmaya başlaması oldu, ki bu da gösterge gibi hemen tüm Pulsarlarda olan bir sorundu. Bunu da servis "hava emme borusu plastik burcu" denilen bir parça takarak garantiden çözdü. Bu sorun burç takıldıktan sonra tamamen düzeldi. Ama jf32 hatası yaz gelene dek sürdü, şimdi hava koşulları yumuşayınca hiç yapmıyor, muhtemelen kışa doğru yine başlayacak.
Bu gösterge işinin sürüşe ya da motora bir etkisi yok, tokometreyi filan sıfırlamıyor, olan şey sadece günlük saatin başa dönmesi ve yeniden ayar gerektirmesi o kadar, umursamadan yoluma devam ediyorum.
Motorun genel performansı
Geronimo (Pulsar NS150), bana göre 10 bin km'de güzel iş çıkarttı ve tam da düşündüğüm performası bana verdi. Zamanında cbf150, ybr125 gibi aletleri kullanırken "ah şu motor biraz daha gitse ne iyi olurdu" derdim, Pulsar tam da bunu dedirtmeyecek kadar sıkı gitti, gidiyor. Kimileri youtube da filan "bu alet psikopat gibi gidiyor" diyor onun için. Gerçekten de cc'sine göre yüksek olan beygir gücü ve torku (17 hp - 13.5 nm) ile sizi tatmin edecek kadar iyi gazlıyor Pulsar. Ben şu ana kadar yukarıda saydığım sorunları çokça kafama takmadan işimi gördüm ve muhtemelen bir ya da iki sezon daha göreceğim. Hala memnunum bu motosikleti aldığıma ve iyi ki yeniden cbf ya da ybr almamışım diyorum açıkçası.
Amatörce çektiğim videoyu da paylaşayım istedim:
En az 10 bin yapmadan motosikletinizi satmayın derim.
YanıtlaSil10 bin bakımı sonrası izlenimlerimden biraz aktarayım. Motor bakım sonrası iyiden iyiye açıldığını hissettirmeye başladı. Ara hızlanmalara da son hıza da, hem daha rahat hem de daha artarak çıkmaya başladı Geronimo. Bu vesileyle şunu belirtmeden geçemeyeceğim, genellikle küçük cc'de yeni alınıp da daha ilk 10 bin km bile beklenmeden satılan motosikletlerde o motorun tam performansı çoğu zaman anlaşılamadan satılıyor ve sıfır da alınmışsa zarara da girilmiş oluyor. Motosiklet işinde benim vardığım nokta alınan bir motosiklet eğer sıfır olarak alınmışsa ilk 10 bin km'si görülmeden satılmamalıdır diye düşünüyorum. Zaten motosikleti sık kullanan biriyseniz bu 10 bini muhtemelen ilk yıl ya da benim gibi 1,5 yılda yapıyorsunuz. Ve işin garibi (en azından bende öyle oluyor) motoru sürdükçe de o motora bağlılığınız da aldığınız keyif de artıyor. Bu ybr'de de böyle olmuştu. cbf ve gv250'yi biraz erken sattığımı düşünmüşümdür hep, özellikle cbf150'yi rahatlıkla bir 20 30 bin km kullanabilirdim.
Bu yüzden eğer ilk motorunuzsa ve sıfır almışsanız bence motosikletinizi en az 10 bin km kullanmadan satmayın diyorum, çünkü hem motosikletiniz hakkında fikirleriniz daha netleşiyor hem de o motosikletten daha fazla randıman alabiliyorsunuz.