Bazı ön kabuller:
Motosiklet riskli bir taşıt mıdır?
Evet öyledir ve evet dört veya daha fazla tekeri olan kapalı kasalı taşıtlara göre risk faktörü daha fazladır.
Motosikleti tehlikeli hale getiren onu süren ve diğer taşıt kullanıcıları mıdır?
Evet esasında motosiklet durduğu yerde kimseye zarar vermez, onu sürenin ve diğer taşıt sürücülerinin davranışlarına göre bu risk faktörü artar.
Pekiyi de motosikleti adam gibi sürsek bile başkaca riskler de yok mudur?
Maalesef vardır üstelik bunlar diğer taşıtlar harici risklerdir. Yolun durumu, yayalar, hayvanlar, kaya düşmesi, su birikintisi, yağ akıntısı ve bilumum faktörler de ekstradan riski artırır.
Gelelim konuya.
Motosikletin kendisi değil ama motosiklete binmek, yukarıda saydığımız risk ve tehlike faktörlerinin hepsini barındırır bünyesinde ve evet bu anlamda motosiklete binmek oldukça tehlikeli hale gelebilir.
Yukarıda da değindiğimiz gibi bizim hatalarımızın dışında motosiklete binerken bize bağlı olmayan, bizim kontrol etmemizin çokça mümkün olmadığı, bin tane risk faktörü vardır.
İyi güzel de biz bunlardan nasıl korunabiliriz. Öncelikle ilk yapacağımız şey agresif değil defansif bir sürüş stili geliştirmektir. Pekiyi biz bu defansif sürüşü nasıl geliştireceğiz? Yapacağımız ilk şey motosiklete yalnızca eğlence ve adrenalin deposu olarak bakmayıp onu gerçekçi şekilde değerlendirmektir, bu şekilde karşı taraftan gelebilecek risklerin neler olduğunu iyi anlamaya çalışıp onlara ne gibi defansif önlemler alabileceğimizi öğrenmeye, daha da önemlisi bu önlemleri uygulamaya ve geliştirmeye çalışmaktır. Bunu yapabilmenin tek yolu vardır, ileri sürüş eğitimi almak, okumak, izlemek ve tabii ki sürüş deneyimi kazanmak. Hayatında bir kere bile motosikletle ilgili bir eğitim almamış biri ile kısa süreli de olsa bir eğitime katılmışların sürüşleri ve motosiklete yaklaşımları arasında bariz bakış açısı farkları oluşur, bu genelleme değil, hem bizzat bunu ben yaşadım, hem eğitim alan arkadaşlarımdan dinledim. Bizim kültürümüzün güzel bir yaklaşımı olarak "Hiç bilenle, bilmeyen bir olur mu?" sözünü hatırlatmak isterim.
Motosikleti ne amaçla kullandığınızdan çok, onu nasıl kullanıyor oluşunuzdur sizi risklerin tam ortasına bırakıveren ve tehlikeye maruz bırakan.
Motosiklet her zaman dikkati elden bırakmadan ve güvenle sürüş kurallarını unutmadan sürülmesi gereken bir taşıttır. Üşenmeden ve usanmadan korumalı kıyafet giymekten, şuradan geçebilir miyim acaba demeyip, risk varsa oradan geçmekten vazgeçerek, gerektiğinde masraftan kaçınmadan lastiğini değişerek, korumalı kıyafetinizi yenileyerek ve limitlerinizi iyi bilerek sürmektir.
Ben yıllardır şu şekilde sürüyorum ve hiç bir şey olmadı diyerek devam etmek ve yüksek risk alarak sürmek er ya da geç sizin ya da başkasının aldığı bir karar yüzünden başınıza dert açacaktır.
Hız kurtarabilir de öldürebilir de.
Motosikletin çok hızlı gittiği ve bu yüzden de kaza yapıldığı fikri bilhassa hiç kullanmayanlar tarafından çokça dile getirilir. Evet kazaların önemli bir kısmı hız yüzünden gerçekleşir, ama hangi hız. Gereksiz yere normal koşulların çok üzerinde, sırf adrenalin uğruna, biraz daha zevk alabilmek uğruna, geç çıkıldığı için acil yetişmek uğruna ya da hadi daha çocukça bir kavram olan hava atmak uğruna yapılan hızlar, sakatlık ya da ölümle sonuçlanabilir. Ama doğru yerde ve zamanda hızlanmak hayat da kurtarabilir. Otoyolda yüksek hızlarda seyahat ederken sağ ya da sol şeritteki alkollü bir sürücünün tam da siz onu geçmek üzereyken, yavaş yavaş şeridinize doğru kırdığını fark edip gazı açarsanız yüksek ihtimalle o kazadan kurtulursunuz. Ya da şeridinizin duracak kadar yavaşlamaya başladığını gördüğünüzde arkanızdan hiç durmayacak gibi devam etmekte olan dalgın bir sürücü geliyorsa ve siz sağ ya da sol şeritten kaçabilecek gibiyseniz gazı açıp hızlanırsanız yine bu işten sıyrılabilirsiniz. Tabii benim verdiğim bu örnekler çok doğru örnekler de olmayabilir. İşte bunları nasıl ve ne zaman yapacağınızı anlamak ve öğrenmek için eğitim almalı, sürüşünüzü geliştirip pratiğinizi artırmalısınız.
Ben bu konunun uzmanı değilim ama geçtiğimiz günlerde pek çoğumuzu cebinden çıkartacak kadar iyi süren, pek çok eğitime katılmış, hatta kendisi eğitim verecek kadar donanımlı olan (AEA) Barkın Bayoğlu'nun motosiklet üzerinde ölümü bu konuda yazma isteği uyandırdı bende de. Barkın'ın kazasında gerçekten milyonda bir olacak şey gerçekleşmiş ve gecenin bir yarısı adamın biri aracından inip Boğaz Köprüsü çıkışında karşıdan karşıya geçmeye kalkışmıştı. Sonucu hepimiz biliyoruz maalesef, 2 hayat sona erdi.
Bu olayın ardından pek çok kullanıcı ya motosikleti bırakma kararı aldı ya da hızlı motosikletlerini bırakıp daha yavaş motosikletlere, skutırlara geçme kararı aldı. "AEA bile sürerken hayatını kaybettiyse, biz tesadüfen yaşıyoruz" diyenler oldu. Açıkçası onlara hak da veriyorum ve kendileri için en doğru kararı ölçüp, tartıp yine kendilerinin vereceğini düşünüyorum. Ve asla eleştirmiyorum. Barkın olsaydı bırakmamızı istemezdi desem de, yine de hele hele İstanbul gibi trafiğin adeta bir savaş meydanına dönüştüğü şehirlerde bu işin giderek daha çekilmez hale geldiğini düşünenlerdenim. Elime ilk vakit ve nakit geçtiğinde aldığım eğitimleri tazelemek niyetindeyim. Bu anlamda eğitim önemli, zira zamanla bazı doğru bildiklerimizi yanlış uyguluyor ya da unutuyor olabiliriz. Hiç bilmeyenler ise zaten en kısa zamanda bir eğitim kurumuna ya da hocaya başvurmalıdırlar.
Özellikle bu işe daha yeni başlamış veya başlayacak olanlar önceliği eğitime vermelidirler ve ne yapıp edip bir motosiklet sürüş eğitimi almaya çalışmalıdırlar. Emin olun çok şey fark edecek.
Amatör halimle uzattıkça uzatmayayım, son sözlerim şunlar olsun:
- Her şeyin başında motosiklet disiplin isteyen bir araçtır, laubaliliğe, gevşekliğe gelmez.
(Esasında hayat da öyledir, disiplinle çalışanlara er ya da geç sunar başarıyı, açar kapılarını.)
- Motosiklette şans diye bir şey yoktur, işinizi şansa, kadere bırakırsanız, motosikletten inip dört kolluya binmeniz fazla zaman almayacaktır.
- Motosikleti daha bugün başlamış gibi temkinli ve tedbirli ama yıllardır sürüyormuş gibi de kontrollü sürelim.
- Eğitimimiz yoksa ilk fırsatta ileri sürüş eğitimi almaya çalışalım.
- Evet motosiklet yüksek riskli bir taşıttır, ama riski belli bir oranda düşürmek bize düşüyor.
- Ve her şeye rağmen bu iş sizi çok korkutuyorsa - çok net söylüyorum - ya hiç başlamayın ya da bırakın. Çünkü motosiklet kimseye zoraki sürdürülecek ve zoraki teşvik edilecek bir taşıt değildir.
- Motosiklet sevmeden binilecek bir taşıt da değildir.
- Motosiklet ne çok korkarak, ne de hiç korkmadan sürülebilecek bir taşıt değildir.
- En önemlisi motosiklet ihmallere gelebilecek bir taşıt hiç değildir. En basit ihmaliniz bile kötü sonuçlanabilir.
- Motosikleti kontrollü sürmek gerekir, kendinizi kontrol edemiyorsanız bu işten uzak durunuz.
Kendi motosiklet maceranızın hep olumlu sürmesini dilerim.
Nice Yollara.
Konuyla ilgili olarak şunlara da bi bakın:
Neden Sürüş Eğitimi Almalıyız?
Yeni başlayacaklara bilgiler
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
İlginize teşekkürler!