Motosiklet eğitimi üzerine bir kaç söz

9 Ağustos 2009 Pazar

Kış Ortasında Kemerburgaz (Gezi raporu)

    Bir önceki yazıda bahsettiğim gezi raporunu aşağıya aktarıyorum. Hyosung GV250 Aquila ile yaptığım belki ilk ve tek akılda kalıcı gezi idi diyebilirim.



Kış Ortasında Kemerburgaz

     Geçen gün havanın da elverişli olmasını fırsat bilip yine İstanbul'un yakın yerlerine bir kısa tur yaptım motorumla. Aslında nihai hedefim Kemerburgaz'dı. İlk fotoğraf durağımsa Sarıyer Mehmet Akif civarındaki bu harika yol oldu.

 Ve sonra fırsatını bulduğum güzellikleri fotoğrafladım. Günün ilk su kemeri bir yol ayrımında.


Ben o tabelalardan Orman Fakültesi, Kilyos yazanını takip ettim.

























Aslında amacım Kemerburgaz'dı ama küçük bir yolu şaşırmaca sonucunda kendimi Demirciköy'de buldum, bunu pek sorun etmedim çünkü vaktim vardı nasılsa, bilmediğim bir yeri daha görürüm dedim. Yani yine yolun götürdüğü yere gitti motorum.

















Demirciköy'ü geçtikten sonra bu çitin başında kısa bir mola daha verdim, burada mini bir göl vardı, arkada ise Karadeniz görünüyordu.


Ve bendeniz paraşütçü edasıyla poz veriyorum kendi objektifime.
Oradan devamla Sarıyer yönüne doğru yol aldım, farkında değildim ama tamamen tesadüfi olarak gidiyordum.
Ve bir ara başımı sağıma çevirince aşağıdaki kafeyi gördüm geri geldim ve burada bir çay molası verdim.


Kafe Sarıyer sırtlarından boğaza hakim ve sırayla bir kaç tane böyle kafe var burada. Kafedeki amca beni çok hoş karşıladı, siftahı benle yapacakmış, biraz lafladık. Bir gün gelmeniz lazım buraya zira bu manzara mutlaka görülmeli. Giderken amcaya çay ne kadar dedim, siftah senden bereket allahtan ne verirsen dedi. Olmaz dedim neyse onu vereyim. Bu manzara eşliğinde büyük çay için 2 lira verdim.


Daha sonra yönümü yine tersine çevirerek Kilyos'a uğradım. Kendi kendime İstanbul'da ne çok yakın yere gitmemişim ben diye hayıflanıyorum bir taraftan, diğer taraftan da hayıflanma bak motosikletin sayesinde artık gidiyorsun diyorum, yüzümde bir tebessüm.


Motorumu park yapılmaz tabelasının tam önüne park ettiğimi fotoğraf çekerken fark ettim. Neyseki burada in cin top oynuyor, ceza yemeyeceğim.


Solar Beach'i de gördükten sonra geri dönüp Kemerburgaz'a yol aldım.


Yolda bir kemer daha ve benim gibi bir çok motorcu var. Ben motosikletle bu tip yollarda seyehati çok seviyorum, ağaçlar arasında düşük hızda.


Ve nihayet Kemerburgaz'dayım ve o müthiş kemer karşımda. Solumdaki alışveriş merkezinde köfte piyaz yemeyi de ihmal etmiyorum ödül olarak.
Gerçi böyle bir yerde hem de Kemermall ismiyle bir alışveriş merkezini hangi akla hizmet açmışlar üstelik de tarihi su kemerine bunca yakın yerde demekten de kendimi alamadım. Şehirden kaçıyorsun ama yine o şehirde fazlasıyla mevcut olan tüketim merkezlerinden birine rastlıyorsun. Ne olurdu şunun yerinde bir kır lokantası olsaydı da demedim değil hani. Bu memleketi ne zaman tamamen bitirebileceğiz sizce?




Ve son pozlardan birini motosikletim veriyor tarihle bütünleşircesine, hani geçen gün bir arkadaş at o 1945 model motoru demişti ya tam da Ona inat.


Son kareye ise gezimin hedefi Kemerburgaz'a adını veren su kemeri imzasını atıyor. Kısa günün karıymışçasına kırkambarımda.



Herkese keyifli sürüşler dilerken, bir başka gezi raporunda buluşmak üzere diyorum.

Cloud.
02.02.2008 Kemerburgaz Sürüşü.



Devam Edecek... 

Sonraki Yazı: İkinci Motora Erken Veda
Önceki Yazı: Cruiser'la Cruising)

5 yorum:

  1. Güncel:
    Geçtiğimiz haftalarda eşimle bu kez otomobille gittik Kemerburgaz'a aynı yoldan. Kemermall denilen alışveriş Merkezi iflas etmiş ve kapalıydı. Üzüldüm dersem yalan olur. Şu memlekette bi semte, bi ilçeye de alışveriş merkezi dikmeyin artık be birader. Alışveriş merkezinin çokluğu mudur kalkınmışlığın göstergesi, yoksa insani kalkınma mıdır?

    YanıtlaSil
  2. Çay bahçesinin Manzarasına bayıldım bayıldımmm. Tam olarak nasıl gidicem acaba :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlginize teşekkürler Engin Bey. Vallahi üstünden epeyce zaman geçti o zaman ben de tesadüfen bulmuştum o çay bahçesini, ama aynı yerde sıralanmış bir kaç tane daha vardı. Sanırım bu çay bahçelerini en kolay Sarıyer'e sahilden gittikten sonra yukarıya, sahile paralel sırtlara çıkarak bulabilirsiniz. Ben Demirciköy'den Sarıyer tarafına giderken denk gelmiştim. Yani o civar sırtlarındadır buralar. Gerçekten harika manzarası vardır. Selamlar.

      Sil
  3. ilk fotoğraftaki yer bahçeköy yolu mudur acaba ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mehmet Akif Ersoy Mesire yeri, Belgrad Ormanlarına giden yoldur, oradan Bahçeköy yoluna da devam ediliyor. Zaten alttaki fotoda su kemerini görüyorsunuz o yol o su kemerine kadar gider, oradan sağa ve sola tabelalar vardır.

      Sil

İlginize teşekkürler!