Bu blog benim kişisel motosiklet hikayemi, motosikletle ilgili deneyim ve düşüncelerimi anlatmaktadır.
Profesyonel bir motosiklet sürücüsü değilim, amatörce, kendi bilgim dahilinde kendime bir kişisel motosiklet arşivi hazırlamak amacıyla yola çıktım, sonrasında iş biraz dallanıp budaklandı. Ben deneyim kazandıkça blogda paylaşım ve yazılar çoğaldı.
Motosiklet insana büyük zevk veren bir taşıt, üstelik büyük şehirlerin trafik kaosuna da bireysel anlamda harika bir çözüm sunuyor. Ama aynı zamanda oldukça riskli de bir taşıt. Motosiklete her sürücü kendi kişisel risklerini ve sorumluluklarını alarak binmek durumunda. Bu sebeple benim burada anlattıklarım tamamen benim kişisel deneyimlerim olup tavsiye ve teşvik niteliği taşımamaktadır. Okurlarının bloğu bu bilinçle okuduğu ön kabulüyle yazıp çiziyorum ve sizin motosikletle yapacaklarınız sizi bağlıyor, tıpkı benimkilerin de beni bağladığı gibi. Blog sizin yapacaklarınızla ilgili sorumluluk kabul etmez, zira burası bir motosiklete başlangıç ya da eğitim mecrası değildir.
Motosiklete başlamak isteyenler için sanılandan çok eğitim merkezi var memlekette, eğitimsiz sürmeyin derim. Çok şey fark ediyor çünkü.
Öncelikle kontağı açıyoruz ama motosikleti çalıştırmıyoruz.
Mode tuşu ile TRIP2’ye geliyoruz. İşlemi TRIP2’de iken yapıyoruz.
Ancak burada önemli bir püf noktası var, o da şu:
Motorun kontak anahtarını çevirdiğiniz anda
TRIP2 tuşuna basılı tutmaya başlayacaksınız, bunun için de motosikleti
önceden açıp TRIP2’ye alın ve kontağı kapatıp tekrar açarken hemen daha o devir sayacı yükselirken M
tuşuna basılı tutmaya başlayın ve 10 ila 15 sn kadar bekleyin. Ekrandaki
servis anahtarının yanıp söndüğünü görünce elinizi M’den çekip bu kez S
tuşuna basılı tutmaya başlayın, yine bir 10 – 15 sn. sonra anahtar silinecek ve
ekranda bir sonraki bakım km’si görünecek.
İşlem tamamdır, motoru çalıştırıp
gidebilirsiniz ya da kapatıp eve dönün J
Videolu anlatım yakında.... Bu arada ben bunu niye mi anlattım?
Bugün işe gelirken motosikletimin göstergesinde servis anahtarı belirdi, oysa henüz 8450 km'de idi, yani periyodik bakıma 1000 km daha vardı. Yağı suyu kontrol ettim hepsi yerinde, ikaz ışıkları da yanmıyor, muhtemelen yazılımsal bir durum bilemiyorum. İnternette biraz araştırınca aynı km'lerde başka Dominarlarda da anahtarın belirdiğini yazanlar olduğunu gördüm. Bu sebeple henüz motosikletini yeni alanların başına gelirse ve o anahtarı benim gibi kitapçığı okuduğunda kaldırmayı beceremezlerse diye yazayım istedim. Zira ben birden fazla kez kitapçıkta tarif edilen şeyleri yapsam da anahtarı kaldıramadım, meğerse yukarıda anlattığımı yapmam gerekiyormuş, onu da yotube'de Hint kardeşlerimizin paylaşımları sayesinde öğrenmiş oldum.
Blogumuzun youtube kanalını da kurmuştuk ve ara ara paylaştığımız videoları burada da duyuru mahiyetinde konu ediyoruz. Geçtiğimiz günlerde yine amatörce moto-sohbet mahiyetinde bir de vlog'a başladık efendim, beğenilir, beğenilmez bilemiyorum ama azimle ara ara "videolu günlük" niyetine çekmeye devam edeceğiz, motovlog demek istemiyorum çünkü motosiklet selesinde olsa da farklı konulardan da dem vurmayı deneyeceğim, bu sebeple sadece vlog dedim.
Bu ilk çekimimiz oldukça amatörce ve ses kalitesi de pek iyi sayılmaz ama yine de bir ilk video olarak paylaşalım dedik. İzlemek için aşağıdaki videoya tıklamanız yeterli, destek olmak içinse abone olmak ve yandaki zile tıklamak zor bir şey değil tabii, olmazsanız da canınız sağ olsun. devasa beklentiler içinde değiliz, keyfe keder amatör ruhla deniyoruz. :)
Dün nihayet Dominar’ıma
42T arka dişli takıldı serviste. Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim, fark en
azından titreşim anlamında devasa değil.(EDİT: Bu akşam sürüşümde tam anlamıyla gözlemim şu, 120 km hıza kadar aynalar gayet net gösteriyor, sürüş de ciddi anlamda rahatladı.10.11.2018) Peki, nerede fark var? Anlatalım.
Efenim, bilenler
bilir, aldıktan kısa bir süre sonra Dominar 400’deki titreşimi gidermek, en
azından azaltmak maksatlı sele altına yalıtımdı v.s. idi bazı işlemler yapmış
idim. Asıl yapmak istediğimse yapıp memnun olanların önerdiği arka dişlinin 42T’ye
düşürülmesi idi. Bir süredir servise dişli gelmesini bekliyordum. Bu arada
bizim Midnight’la da 5000 km’yi devirmiştim, şaka maka titreşimine de
alışmıştım. Eskisi kadar yakınmıyordum bu titreşim mevzusundan. Sanırım motor
açılmaya başladıkça titreşim de bi nebze azaldı. Ama yine de kafamda acaba 42T
dişli ile sonuç ne olacak düşüncesi duruyordu.
Nihayet dün taktırdım 42
dişliyi. Servis dönüşünde ilk hissettiğim, “ulen bu titreşim eskisinden de
fazlalaştı mı ne?” duygusu oldu.
Bugün işe gelirken
otobanda daha yüksek hızlarda ise titreşimin devasa bir azalma göstermediğini
ama sanki aynalarda bi nebze azaldığını hissettim.
İyi de neyi değiştirdi bu dişli küçültme işi?
Bariz olarak vites aralıklarını artırdı, her viteste en az
bir 10 km daha üst hıza çıkabiliyor motor artık. Ve eskiden yaptığı hızları da
bir 500 dev. daha altta yapabiliyor. Mesela eskiden 5000 dev./dk. da 90 km. hız
yaparken, artık 4500dev./dk. da yapıyor. Eskiden 6000dev./dk. da 110 km hız
yaparken, artık 5500’de yapabiliyor. Motoru rahatlattığı kesin. Bir de torku
düşürdüğü hissediliyor diyenler vardı, açık söyleyeyim ben tork düşüklüğü anlamında neredeyse
hiç fark hissetmedim bu ikinci sürüşümde de. Zaten hesaplandığında tork sadece
%7.1 düştü ve 35nm olan tork 32,5 nm gibi bir orana indi. Benim gibi aşırı
devirli ve yüksek hızda kullanmayan biri için bu fark neredeyse hiç fark
edilmiyor, yani motor tork kaybetmiş gibi gelmiyor bana. Ve daha rahat gidiyor
gibi burası kesin.
Ama dediğim gibi
titreşim olarak şimdilik en azından aynalarda küçük bir fark var gibi ama çok
net titreşimi azaldı diyemem. (EDİT: Titreşim yine var ama sürüşte ciddi bir rahatlama da var.10.11.2018)
Hani bunu nasıl
anlatsam, sanki orijinal dişli ile motoru ilk aldığımda hissettiğim titreşim
geri gelmiş gibi hissettim. Bilimsel olarak böyle bir şey var mı bilmiyorum ama
45 dişlide zamanla titreşimi daha az hissetmeye başlamıştım, bunda da (henüz
sıfır aşınmamış bir dişli neticede) zamanla daha bir rahatlama olur mu bilmem.
Şimdilik fark devasa değil. Hani benim gibi aşırı hız tutkunu biri değilseniz,
bu değişim yapılmasa da olur diyecem ama bunu demek için daha çok erken, biraz
daha kullanayım bakalım. (Orijinal dişlimi de geri aldım servisten, çünkü
ileride lazım olabilir belki.)
Kısaca ilk iki
günün izlenimi, motor rahatladı, hızı arttı bu net ama titreşim harika oldu
denilecek gibi bir fark henüz hissedemedim.
Bu arada
yaptıracaklara bir de uyarı zincirden 2 bakla sökülüyor, sökmeden yaptım
diyenler var ama o durumda zinciriniz bollaşınca sıkmaya payınız epeyce bir
azalacağı için zincir ömrünüzün daha kısalacağını hatırlatalım.
Ben bu değişimi
yaptım, artık geri döner miyim orijinal dişliye, sanmıyorum, çünkü hiç değilse
motor rahatladı bağırmadan aynı hızlara daha düşük devirde çıkıyor, bir de zırt
pırt deneme tahtası gibi motorun ayarı ile oynamayı sevmeyen biriyim, ilk kez
bu motorda böyle bir modifikasyon yaptım. Bu şekliyle yola devam edeceğim.
Ancak dişli değişimi gerektiğinde belki elimde olan orjinale dönebilirim, o
değişimi gelene kadar da kim bilir belki de Midnihgt’la yollarımızı ayırmış
oluruz.
Bundan böyle 42
dişli ile yola devam…
GÜNCELLEME (13.11.2018):Dün gece iş dönüşünde, motorda ciddi anlamda bir rahatlama olduğunu gözlemledim, hem gidişi hem titreşimi gerçekten fark etmeye başladı, eski haliyle özellikle aynalarda gece arkamdaki görüntünün 90 km/h'larda bozulduğunu görürdüm, şimdi neredeyse 120 km/hıza kadar arkası gayet net görülüyor. Eh bu da benim gibi 90 ila 120 km hızlarda sürüş yapan biri için güzel sonuç. Titreşim tabii ki tamamen bitmiş değil ama motorun gidişindeki rahatlama hissediliyor. Eskiye göre daha az bağırıyor ve daha akıcı bir sürüşe izin veriyor. Bütün bunları dikkate alınca yukarıda yazdığım yazıya bir güncelleme şart diyerek bu yorumu da eklemek istedim. GÜNCELLEME (02.01.2019): Dişli izlenimimiz için bir de video çektik, aşağıdan izleyebilirsiniz.