Biraz sonra okuyacaklarınızın içeriği biraz sert olabilir, baştan uyarayım. Ama sanırım bazı şeyler sert söylenip, yazılmadıkça değişme eğilimi göstermiyor bu topraklarda.
Motosiklet kullanıyoruz. Motosikleti kuralıyla kaidesiyle kullandığımızı düşünüyoruz. Motorculuğun hakkını vererek, ihtimam göstererek, korumalarımızı eksik etmeyerek, motosikletimizi dikkatlice sürerek, teknik bilgiler, sürüş bilgileri edinerek sürdürüyoruz motorculuğumuzu. Yani neredeyse her şey tam olması gerektiği gibi ya da buna çok yakın. Peki ya diğer araç sürücüleri?
Şimdi, pek çok motosiklet eğitmeni ya da eğitim kitabı der ki, iyi motorcu karşıdan gelen tehlikelere karşı da uyanık olur, onu fark eder ve kazadan kurtulur. Bu, Türkiye yollarında o kadar güç uygulanabilir bir şey ki. Bugün bir haber okudum net'te. Gayet kurallı kaideli ve kendi şeridinde giden bir motosiklet grubunun üstüne, karşı şeritten gelmekte olan bir minibüs, şerit değiştirerek - adeta ölümüne - sürüyor ve içlerinden biriyle çarpışıyor, maalesef çarptığı motorcu hayatını kaybediyor. Ölen motorcu bir motosiklet kulübü üyesi, belli ki bu işi kuralı kaidesiyle yapan, kasklı korumalı biri. (Ve anlaşılan o ki grup sürüşü yaptıkları için kaçacak fazlaca bir yeri yokmuş). Ama ne oluyor, karşıdan gelen bir dört tekerli nasıl bir hatayla, dalgınlıkla ya da her ne haltla geliyorsa duramıyor, şerit değiştiriyor ve karşı şeritteki düzgünce ilerleyen motorcuların üstüne kırıyor. Habere göre minibüsçünün kaza sonrasındaki savunması da artık bizim memlekette çokça duyduğumuz türden "frenler tutmadı". Oysa minibüs kaza sonrası çekiciye alınırken frenlerinde bir sorun tespit edilmediği de yazılıyor aynı haberde.
Klasikleşmiş, ama saçmalığı da bir o kadar klasikleşmiş, olayı gerçekleştirenin yalanlarına kadar klasikleşmiş bir manzara. Ve bir aymazın, aymazca trafikte bulunması yüzünden aklı başında, kurallı kaideli motosiklet kullanan biri, hayatını kaybediyor. Böyle bir durumda insanın tepesi atıyor ister istemez. Ne yazık ki bizim memlekette bir şeylerin ehliyetini almak o kadar kolay ki önüne gelen atıyor kendini trafiğe. Ciddi bir zeka ve yetenek araştırması yapılsa belki de pek çok sürücü trafikten men edilecek kadar zeka ve ruhsal problemli çıkacaktır.
Kişisel düşüncem, motosiklet kullanmak belli bir zekanın altında yapılabilecek iş değildir, yaparsanız da motosikletin üstünde fazlaca kalamazsınız zaten. Eğitim seviyesi her ne olursa olsun motosiklet kullananlar, kafası çalışan, psikomotor ve bedensel yetileri iyi durumdaki insanlardır, böyle olmayanlar da zaten kısa sürede motosiklet işine veda etmek zorunda kalırlar. Oysa dört ve üstü tekerli diğer karayolu taşıtlarını kullanmak için zekanızın (en azından bizim memlekette) pek bir önemi yoktur, ipini koparan tepesine biner ve atar kendini yollara. Zaten özellikle otomobil, para kazanmaya başlayan büyük bir kitlenin ulaşmak istediği ilk şey olduğu için, ipini koparan kavramı, çok da uygun düşmektedir yaşanan duruma.
Sonrasında trafik, trajik hale gelir. Bu memlekette oldukça güç yetişen, aklı başında insanlarsa, sadece motosikletli yaşamı tercih ettikleri için, ne yazık ki bu ip koparanlarca, adeta katledilircesine öldürülürler trafik cehenneminde. Empati denilen kavramdan bihaber insanlar güruhu ne yazık ki motosiklet kullanıcısının da bir insan olduğunu, onun da bir can taşıdığını unutuverir, motosiklet kullanıcısının kendileri gibi bir çelik kafesle korunmadığını düşünmez, daha doğrusu bunu akıllarına bile getirmezler. Ve kazalar sonrasında hep aynı mavraları duyarız, okuruz: "Frenlerim tutmadı, motorcuyu görmedim v.s. v.s."
Hep yazılıyor, çiziliyor, anlatılıyor motosiklet sitelerinde, kitaplarda, eğitimlerde: "Korumasız, eğitimsiz motosiklet kullanmayın" deniliyor. Tamam, bunu anladık, öyle de yapıyor aklı başında ciddi* motorcular zaten. Özellikle son yıllarda internetin de katkısı ile epeyce bir motorcu, akilane kullanmanın ne demek olduğunu fark etmeye başladı, etmeyenler ya da bunu önemsemeyenler hakkında neler düşündüğümü bir önceki yazıda belirtmiştim zaten. Ben onları motorcu olarak da göremiyorum ne yazık ki. Ancak bu ciddi motorcu dediğimiz insanlar da maalesef ciddi aymazlar tarafından tehdit altındalar. Yaşananlar bunu açıkça ortaya seriyor. Şüphesiz diğer taşıt kullanıcıları arasında pek çok aklı başında, kurallı kaideli kullanan sürücü var, zaten sözümüz onlara değil, onların yazdıklarımızı üstlerine alınacaklarını da sanmıyorum. Motosiklet sürücülerinin de (ben de dahil) pek çoğu aynı zamanda otomobil kullanıcısı zaten. Ama yaşananlar gösteriyor ki diğer taşıt kullanıcıları arasında pek çok trafik katliamcısı var ve ne yazık ki bunun kökünde de eğitimsizlik ve sürücü ehliyetine çok kolay ulaşabilmek yatıyor. Hiç motosiklet kullanmadıkları için empati yapamama, motorcunun kazalarda ağır yaralanmasının ya da ölmesinin daha kolay olduğunu algılayamama yatıyor.
Ciddi motosiklet kullanıcıları yukarıda anlattığımız durumlar yüzünden her ne yaparlarsa yapsınlar trafikte büyük tehdit altındadırlar. Ve ne yazık ki bu işlerin düzeleceği yönünde de fazlaca umut beslenecek bir gelişme görünmüyor ufukta, işte asıl ona yanıyor insan...
*Ciddi motorcu'dan kasıt, motosikleti hayatının bir parçası yapmış ve kurallı kaideli, korumalı, eğitimli kullanan sürücülerdir.
Yazının devamı olan Peki ya diğer araç sürücüleri 2 başlıklı yazı için tıklayın!
(Sonraki Yazı: Peki ya diğer araç sürücüleri? - 2 )
(Önceki Yazı: Motorcunun şaşkını, kasksız sürer kış günü.)