Tam 10 yıl önceydi, 2 Ağustos 2009 yılında, henüz YBR 125'imi yeni satmıştım ve o zaman motosiklete o kadar uzun ara vereceğimi bilmeden, motosikletsiz günlerimde hem kendi yaptıklarımı anlatıp arşivlemek, hem de kendime link kütüphanesi gibi bir mecra yaratmak amaçlı bu bloğu açmıştım.
Şimdi 10 yıl sonra geriye dönüp baktığımda çokça popüler olmasa da bir çok kişiye faydası dokunduğunu düşündüğüm bir iş yaptığımı anlıyorum. Zira bazı geri dönüşler gerçekten de suya yazı yazmadığımı, bir kaç kişiye bile olsa faydası olduğunu düşündürtüyor bana bu bloğun.
10 yıl içinde zaman zaman küsüp bir daha yazı yazmama kararları da verdim, ısrarla ama ısrarla ille de ayda bir kez de olsa bir şeyler yazmam gerektiğini de düşündüm. Öyle ya da böyle, aldığı az hit rakamlarına rağmen, kendim için arşiv oluşturayım diye başladığım ve yazarken de bir anlamda terapi olduğum bu mecrayı ayakta tutmayı başardım. Bu zaman zarfında blog, motosiklete verdiğim uzunca arada, beni motosiklete de yakın tuttu, bazı gerçekleri motosikletten ayrıyken daha net görmemi de sağladı. Her şeyden önce çok sevdiğim yazma işinde pratiğe devam etmemi sağladı.
10 yıl önce 3.motosikletim olan Yamaha ybr 125'e binerken, henüz 7 yıllık evli bir adamdım, şimdi 17 yıllık evli ve gelecek ay ilkokula başlayacak bir de çocuğu olan bir babayım. Hayat acı tatlı pek çok sürpriz de yaptı bu süreçte ama işin muhasebesinde rahatlıkla tatlı yanların bu bilançoda daha ağır bastığını en azından son 10 yıl için söyleyebilirim. Tabii ki bu süreçte memlekette de pek çok acı ve tatlı şeyler oldu, belki memleketin bilançosu benim kişisel bilançom kadar da iyi değildi bu 10 yılda ama, yine de ben de memleket gibi ayakta kalabildim ve tabii blog da.
Bu 10 yılda öyle ya da böyle buraya gelip benimle yazdıklarımı paylaşan, okuyan yorum yapan yapmayan, beğenen beğenmeyen her ziyaretçiye de tek tek teşekkür ederim, bir şekilde ben burada paylaştıklarımla onların hayatlarından geçmiş oldum, küçücük bir zaman diliminde de olsa, yüz yüze olmasa da etkileşimde bulunmuş olduk, bir teşekkürü hak ediyor bu bloğu okumak zahmetine giren herkes.
10 yılı devirdik pekiyi de bundan sonra ne olacak? Açıkçası son 6 aydır çok ama çok amatörce de olsa blog adına bir youtube kanalı açtım, ama bu kısa zaman zarfında o kanalın da tıpkı bu blog gibi dallanıp budaklanacağını hissedeyazmış durumdayım. Bu sebeple ismini bile değiştirip Motosiklet ve Deneyimler yaptım, çünkü orada tamamen motosiklete odaklanmak yerine içinden motosikletin de geçtiği bir ortam oluşturma gayreti içindeyim. Fırsat bulduğumda artık o kanala daha fazla zaman ayırıyorum açıkçası, ama bu asla bloğun sona ereceği ya da kapanacağı anlamı taşımıyor, bilakis blogda da oradaki videoların bir kısmını en azından motosikletle ilgili olanlarını ara ara paylaşmaya başladım bile. Zaman ve 10 yılda ancak 150 bin kadar hit alabilmiş olmak bana yazılı olan yerine görsel olanın en azından çoğunluk tarafından daha fazla tercih edildiğini gösterdi, keşke tam tersi olsaydı, benim gibi okumayı, kitapları seven biri için çok daha güzel olurdu bu, ama maalesef memleketimin gerçeği bu. Okuma oranımız düşük, üstelik bence sadece kitap okuma oranı da değil genel anlamda herhangi bir şeyi okuma oranımız da düşük memleket insanı olarak. Oysa insani kalkınmışlığın önemli göstergelerinden biri, ülkelerin okuma, kitap okuma oranlarıdır. Maalesef biz memleket olarak bu düşük okuma oranlarının sonuçlarını da acı şekilde yaşıyoruz. Ama sosyolojik gerçek de bu. Bu amaçla ben de ufak ufak paylaşma azmimi ve heyecanımı youtube'a (çok geç de olsa) taşıdım, şimdilerde blogdan ziyade orada amatörce de olsa at oynatmayı deniyorum.
Bu blog benim ilk göz ağrım, motosiklet işini hem anlatma hem anlama yerim, o sebeple ara ara da olsa ilk günlerdeki hız ve heyecanla olmasa da anlatmaya devam edeceğim, taa ki bir gün google blogger'ı imha etmeye karar verene dek.
Az okuyanlar ülkesinde çokça okuyup, uzun uzun da yazan biri olarak, bir deniz yıldızını daha kıyıdan denize atmaya devam etme çabasını sürdüreceğimi, bundan vazgeçmeyeceğimi belirterek sözlerime son vereyim.
Buraya kadar sıkılmadan okumuşsanız zaten siz de benim gibi okumaktan korkmayan birisiniz demektir, saygıyla eğiliyorum önünüzde.
Herkese selam, saygı ve sevgilerimle.
Yeni 10. yıllarda görüşmek dileği ve azmiyle..
Nice yollara!
Çağrı Ö.