Merhaba.
Bu blog benim kişisel motosiklet hikayemi, motosikletle ilgili deneyim ve düşüncelerimi anlatmaktadır.
Profesyonel bir motosiklet sürücüsü değilim, amatörce, kendi bilgim dahilinde kendime bir kişisel motosiklet arşivi hazırlamak amacıyla yola çıktım, sonrasında iş biraz dallanıp budaklandı. Ben deneyim kazandıkça blogda paylaşım ve yazılar çoğaldı.
Motosiklet insana büyük zevk veren bir taşıt, üstelik büyük şehirlerin trafik kaosuna da bireysel anlamda harika bir çözüm sunuyor. Ama aynı zamanda oldukça riskli de bir taşıt. Motosiklete her sürücü kendi kişisel risklerini ve sorumluluklarını alarak binmek durumunda. Bu sebeple benim burada anlattıklarım tamamen benim kişisel deneyimlerim olup tavsiye ve teşvik niteliği taşımamaktadır. Okurlarının bloğu bu bilinçle okuduğu ön kabulüyle yazıp çiziyorum ve sizin motosikletle yapacaklarınız sizi bağlıyor, tıpkı benimkilerin de beni bağladığı gibi. Blog sizin yapacaklarınızla ilgili sorumluluk kabul etmez, zira burası bir motosiklete başlangıç ya da eğitim mecrası değildir.
Motosiklete başlamak isteyenler için sanılandan çok eğitim merkezi var memlekette, eğitimsiz sürmeyin derim. Çok şey fark ediyor çünkü.

Yolunuz hep açık olsun.
Nice yollara.

Ç.Ö.


8 Ağustos 2009 Cumartesi

Yeni Bir Heyecan, İkinci Motosiklet

  
 
    
    Honda cbf150'yi sattığım gün, zaten bir kaç gün önceden görüşmesini yaptığım ikinci motosikletimi gidip yakından görmek istedim. Hemen sahibi ile randevulaştık. Aynı akşam motoru görmeye gittim. Bu, Kore'nin motorcular arasında bilinen bir markası olan Hyosung GV250 Aquila idi. Aquila 250cc sınıfına göre yüksek beygir gücü (28 HP) ve sağlamlığı ile dikkat çekiyordu. Aslında ilk motosiklet olarak epeyce yeşillendiğim bir makina idi ama o dönem için fiyatı bana epeyce yüksek gelmişti. Sonradan edindiğim tecrübelerle de zaten tür olarak aslında motosiklete başlangıç için ideal bir model olmadığını anlamıştım. İkinci motor olaraksa benim taa çocukluğumdan gelen klasik motosiklet hastalığıma iyi bir ilaç gibi görünüyordu doğrusu. Eskiden beri motosiklet denildiğinde aklıma ilk olarak custom - cruiser tipi motorlar gelmiştir hep. Beni en çok heyecanlandıran motosikletler hala onlardır ne yalan söyleyeyim.


    O akşam motoru gördüğümde henüz 1600 kilometredeki bu pırıl pırıl parlayan ve gürül gürül gürleyen demir ata hayran oldum desem yeridir. Burada benim klasik motor sevdamın büyük etkisi vardı şüphesiz. (Zira kazın ayağının öyle olmadığını sonradan anlayacaktım, buna ileride değineceğim)
    Sahibi ile her konuda anlaştık ve motoru o akşam satın almaya karar verip kapora bıraktım. Bir kaç gün içinde de işlemlerini hallettik ve eski sahibi bir Pazar sabahı motoru getirip teslim etti. Eşim motoru yakından görünce en az benim kadar heyecana kapıldı. "İşte bu!" dediğini hala hatırlarım. Eşim henüz kahvaltı hazırlarken ben hemen kıyafetlerimi giyip kahvaltı hazır olana kadar yeni motorumu kısa bir sürüşle denemeye karar verdim. İlk kez bir cruiser kullanacaktım ve epeyce heyecanlıydım. Kaskımı taktım, montumu, eldivenlerimi giydim ve marşa bastım. Duyduğum ses tork'un ve gücün sesiydi. 11 beygirlik Honda'dan sonra ondan 17 beygir daha güçlü olan 28 beygirlik Hyosung'un gücünü altımda hissetmek değişik bir duygu idi. Ağır ağır kalktım ve mahalleden çıktım. İlk izlenimim üzerime yönelen bakışlardı. Sanırım insanların cruiser'a biniyor olmalarının sebeplerinden birisi de bu ilgi çekiciliktir. Cbf150'de kafasını bile çevirmeyenler şimdi sıkışık trafikte ve ışıklarda durduğumda motorumu ve beni inceliyorlardı. Ne yalan söyleyeyim birazcık havaya girmedim değil hani. Sonbahar güneşinin altında pırıl pırıl parlayan kromlarıyla ve gürültülü sesi ile V - Twin bir çift silindir kullanmak güzeldi.
    Kafamda onunla yapacağım uzun yolları planlamaya başlamıştım bile. Eve döndüğümde yepyeni bir oyuncağa sahip olmuş çocuk gibi hissediyordum ve hemen tekrar selesine oturmak için can atıyordum.

İşte ikinci motorum Hyosung GV250 Aquila'dan bir kaç poz.













































Devam edecek... 

Sonraki Yazı: Cruiserla Cruising?
Önceki Yazı: Motosikletli Sabahlara Uyanmak





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İlginize teşekkürler!

NEDEN SÜRÜŞ EĞİTİMİ ALMALIYIZ ?!

NEDEN SÜRÜŞ EĞİTİMİ ALMALIYIZ ?!
Fotoya tıkla yazıyı oku!

125cc ile Dünya Turu (Around the world by 125cc)

125cc ile Dünya Turu (Around the world by 125cc)
Fotoya tıkla yazıyı oku!

Kaza Şiiri... :)

Kaza Şiiri... :)
Fotoya tıkla yazıyı oku!