Merhaba.
Bu blog benim kişisel motosiklet hikayemi, motosikletle ilgili deneyim ve düşüncelerimi anlatmaktadır.
Profesyonel bir motosiklet sürücüsü değilim, amatörce, kendi bilgim dahilinde kendime bir kişisel motosiklet arşivi hazırlamak amacıyla yola çıktım, sonrasında iş biraz dallanıp budaklandı. Ben deneyim kazandıkça blogda paylaşım ve yazılar çoğaldı.
Motosiklet insana büyük zevk veren bir taşıt, üstelik büyük şehirlerin trafik kaosuna da bireysel anlamda harika bir çözüm sunuyor. Ama aynı zamanda oldukça riskli de bir taşıt. Motosiklete her sürücü kendi kişisel risklerini ve sorumluluklarını alarak binmek durumunda. Bu sebeple benim burada anlattıklarım tamamen benim kişisel deneyimlerim olup tavsiye ve teşvik niteliği taşımamaktadır. Okurlarının bloğu bu bilinçle okuduğu ön kabulüyle yazıp çiziyorum ve sizin motosikletle yapacaklarınız sizi bağlıyor, tıpkı benimkilerin de beni bağladığı gibi. Blog sizin yapacaklarınızla ilgili sorumluluk kabul etmez, zira burası bir motosiklete başlangıç ya da eğitim mecrası değildir.
Motosiklete başlamak isteyenler için sanılandan çok eğitim merkezi var memlekette, eğitimsiz sürmeyin derim. Çok şey fark ediyor çünkü.

Yolunuz hep açık olsun.
Nice yollara.

Ç.Ö.


26 Şubat 2016 Cuma

Bu bünye artık motosiklet istiyor...

   Uzun zaman oldu motosikletten ayrı kalalı. Hep şu zaman, bu zaman diye diye erteledim, arabalar aldım sattım, ev, çocuk, taşınma v.s. derken yıllar geçti, ama içimdeki motosiklet aşkı hiç ama hiç geçmedi; hele otomobille trafikte her kaldığımda, park edecek yer bulamadığımda ya da otomobilim çekildiğinde bir kez daha içim cız etti motosiklet de motosiklet diye.

   Şimdilerde - yaşın da etkisiyle olsa gerek - eskisi gibi olmasa da içimde bir kıpırdanma, eskisi kadar olmasa da bir heves var. Aklımı çelen bir de motosiklet. Bakalım, belki de fazla uzak olmayan bir zamanda bir motosiklet edineceğim galiba. Sanırım bunu da fazlasıyla hak ettim kendi çapımdaki küçük başarılarımla. Artık bir ödül mü olur bana, yoksa İstanbul trafiğinin en şanslı insanları arasına girmemi mi sağlar yeniden bilemiyorum ama, yakın bir zamanda, belki bahar belki yaza, üç vakte kadar yeni bir motosikletle düşeceğim galiba yeniden yollara.

  Çok bekledim, çok yoruldum, çok düşündüm, çok şeyi değiştirdim kafamda pek çok konuda, motosiklet konusunda bile hem de. Bakalım bu kez nasıl başlayacak yeni macera. Sanırım artık daha ziyade bir ulaşım aracı olacak yeni motosiklet ve yine küçük cc olacak, hiç yoramam kendimi büyük cc'nin masrafına, tasasına. Kırıldığında, bozulduğunda, çalındığında gamlanmayacağım bir şey olacak yine, yine küçük dev bir motosiklet belki, belki birileri tarafından kınanacağım bir motosiklet. Ama bunların hiiç ama hiç önemi yok artık, çünkü aradan geçen 6 yılda çok şey değişti hayatımda ve kafamda.
 
   Hayat akıp gidiyor, bir şeyleri zamanında yapamadıkça da elimizden kaçıp gidiyor, şimdi benim bünye fena halde motosiklet istiyor, açlık çekiyor adeta, şimdi motosiklet zamanıdır, umarım bu bahar, bu yaz motosiklet getirir bana.

  Umarım fazla uzun sürmeden başlarım yeniden içinde cismen de motosiklet olan yazılara...

   Zamanıdır, bu bünye artık motosiklet istiyor.

11 yorum:

  1. İnşallah hayalinizdeki motosikleti alarak tekrar motosikletli yaşama devam edersiniz. Yazılarınızdan anladığım kadarıyla siz ne istediğini bilen ve bu konuda kimsenin (ikinci el) deneyimlerini umursamayan birisisiniz. Zaten motosiklet de özgürlük demek değil midir? Başkalarının fikriyle hareket edeceksek ne kadar özgür olacağız değil mi? Size bu yeni serüvende başarılar ve kazasız belasız sürüşler dilerim.

    YanıtlaSil
  2. Teşekkür ederim, aslında ikinci el deneyimlerini önemserim, ama memlekette bilhassa küçük cc'de inanılmaz bir yanıltıcı bilgi denizi mevcut, küçük cc genelde ilk motosikletini alanların deneyimlerinden oluşuyor ve onlarda bu ilk motosikletlere ve dolayısıyla markasına tapma eğiliminde oluyorlar, bu yüzden altlarındaki motosikleti olmadığı bir şey gibi anlatıyorlar. Bir süre sonra bakıyorsunuz bu tiplerin deneyimleri arttıkça bambaşka motor ve markalara koşmuşlar. Bu sebeple ben küçük cc'lerde en iyi markalar da dahil çok fazla abartacak ve düşünülecek bir şey olmadığını gözlemliyorum, çok berbat olduğu bilinen bazı çin malları hariç hemen hepsinin alınıp limitlerinde kullanılarak binilebileceğini düşünüyorum. bi sebeple yeni motosikletimi seçerken de belki pek çok insanın o motor alınır mı diyebileceği bir marka ya da modeli seçebilirim, bu konuda takıntım yok. Zira şunu anladım ki, küçük cc'ler hava atmak ya da sadece hobi amaçlı alınabilecek aletler değil, çünkü bunların ikisini de tatmin etmezler, ama bilhassa şehir içinde müthiş bir trafik çözücü ve ekonomik ulaşım araçlarıdır. Tipini, markasını ya da başka bir takım özelliklerini çok önemsemeden binilebilirler. Ha bunu yaparken tabii ki yine de akıl ve mantık çerçevesinde verilen paranın karşılığını alabileceğim bir aleti almaya çalışırım şüphesiz. Ama atla deve değil, 5 - 6bin liraya alınacak bir commuter için kimseye niye onu aldın demem, kendime de diyeni umursamam. İşime bakar, yoluma giderim. Bir gün kırmızı kar yağar da büyük cc bir alet alırsam işte o zaman gerçekten derin analizlere girişerek en verimli markayı almayı denerim şüphesiz. Şaka bi yana o zaman bile çok abartacağımı sanmıyorum. Neticede alırım binerim, beğenmezsem değiştiririm, ha bi miktar zarar ederim satarken, evet olabilir, ama zaten aldığım commuterden edeceğim zarar ne ola ki. Çok uzattım. Test sürüşü yapmayı beklediğim bir iki model var bakalım hayırlısı. Düşündüğüm gibi çıkmazlarsa, eski dostlardan birine yönelebilirim yeniden.
    İlginize teşekkürler.

    YanıtlaSil
  3. Test sonuçlarınızı merakla bekliyorum çağrı bey.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlginize teşekkürler. Bakalım artık, Nisan mı olur Mayıs mı? Ama bu yaz bitmeden bir motor istiyorum gerçekten, zira ulşaım için evi de taşıyınca ciddi ciddi elzem hale geldi, en azından tüm iyi havalarda.

      Sil
  4. Yaz kış demeden toplamda bir kaç gün hariç 12 gidiş 12 km de dönüş olmak üzere her gün 24 km yol yapıyorum bazılarının deyişiyle dandik cup motorumla.Bu benim iş ve ev arası gittiğim yol ve toplu taşıma kullansam gidiş 3 vasıta dönüşte aynı hem vakit hem nakit ziyanı.Araba evin kapısında yatıyor çünkü hem trafik sıkıntı hem de dönüş saatim nedeniyle park yeri bulmak mucize.Strese hiç gerek yok diyerek motor kullanıyorum 20 dakikada işe gitmek ve aynı şekilde dönüp park derdi çekmemek süper bir şey darısı acilen başınıza������

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Arif bey o kadar haklısınız ki.Ben de aynen sizin gibi 3 vasıta kullanıyorum, bu motosikleti şart kılıyor adeta. Kimin ne dediğinin önemi yok, trafikte saatler tüketmek isteye n buyursun otomobile, benim vaktim de naktim de hrm kısıtlı hem değerli.Park sorunu zaten ayrı bi delilik.
      Çok yaklaştım motosiklet almaya Nisan ayında bi sürpriz yapabilirim.

      Sil
  5. İnşallah gönlünüzce olsun,ben de bu cub motorla devam etsem mi yoksa bir scootermı edinsem bilemiyorum sürekli araştırıp duruyorum ama sanırım 150-250 cc bir otomatik bütçeye uygun düşerse niyetindeyim galiba :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sizin de gönlünüze göre olmasını dilerim Arif bey.Selamlar.

      Sil
  6. Evet o motosiklet alındı ve 7 ayda 6500km yol yapıldı bile. Daha önce de söylediğim gibi bir iki kez keyfi binmek dışında hemen hepsi işe gidip gelirken yapıldı bu km'nin. Kasım ayının ortasındayız ve ben halen havada yağış yoksa motosikletimle işe gidiyorum, tıpkı Arif bey'in yukarıda yazdığı gibi toplamda 10 günü geçmez motosikletsiz işe gittiğim bu 7 ayda, o kadar işimi görüyor anlayacağınız. Haa ne mi aldım, zaten blogda koca koca başlıklarla yazdım, bu kez bir Hint malı olan Bajaj Pulsar NS 150 aldım. 17 hp gücünde tam bir küçük canavar. TEM'den gidip gelmeyi tercih edeli bir 15 - 20 gün oluyor ve orada bile bizim canavar kamyonlara otobüslere yenilmeden rahat rahat yoluna gidebiliyor, 100km'de 2.5 litre gibi rakamları da gösteriyor üstelik bana, daha ne olsun, ara sıra küçük tefek problemleri olmadı mı oldu, ilgili başlıklarda yazdım ama bunlar öyle beni yolumdan edecek ya da kafaya takılacak şeyler değildi, en az 1 belki 2 yıl daha beraberiz umuyorum. Sonrasında da 250cc alıp onu İstanbuldaki motosiklet yaşantımın belki de son cc'si olarak kullanacağım, zira hep yazdım İstnabul gibi bir şehirde büyük cc motosiklet kullanmak bana pek akıl karı gelmiyor, bakalım zamanın geldiğinde ama en az 1 yıl sonra filan belki de 5. motosikletimin haberini de yazarım buradan. Şimdilik Pulsar'ımla (nam - ı diğer Geronimo) çok mutluyuz.
    Darısı olmayanların başına, en güzelleri sizin olsun.

    YanıtlaSil
  7. Ha bu arada günler iyi gelirse bundan sonra bir daha (sağlığımda el verdiği sürece) motosikletsiz kalmamaya niyetliyim, çünkü bu şehirde otomobil artık efektif bir ulaşım aracı değil benim için, toplu taşıma bile daha kolay zira.

    YanıtlaSil
  8. Geronimo geldi 14.500km'ye. Vay be. Motosiklet açlığı çekerken, değiştirme arzusuna bile girmiş durumdayım. Bakalım, artık hedefte bir 250cc var, ama oluru nedir bilemiyorum şu an. Şimdilik Geronimo ile yol arkadaşlığım devam ediyor ve o beni hala mutlu ediyor.

    YanıtlaSil

İlginize teşekkürler!

NEDEN SÜRÜŞ EĞİTİMİ ALMALIYIZ ?!

NEDEN SÜRÜŞ EĞİTİMİ ALMALIYIZ ?!
Fotoya tıkla yazıyı oku!

125cc ile Dünya Turu (Around the world by 125cc)

125cc ile Dünya Turu (Around the world by 125cc)
Fotoya tıkla yazıyı oku!

Kaza Şiiri... :)

Kaza Şiiri... :)
Fotoya tıkla yazıyı oku!