2006 yılında başlayan aktif motosiklet sürücüsü olma yolundaki macerama, son kullandığım Yamaha YBR125 model motosikletimi satarak ara vermiş bulunuyorum. Bu ara, motosikletten kopuş değildir bilakis motosiklet hakkında bugüne dek öğrendiklerimi özümseme ve ileride devam edecek maceralar için bir moladır. Bu molada beni ileriye hem kondüsyon hem de kafaca hazırlayacak iki tekerli taşıtımsa bir bisiklet olacak. Kışa rağmen onunla idmanlara başladık bile... Şayet bu blogu takip edenler varsa ya da olmuşsa, yakında yeniden buradan deneyim paylaşma arzusunda olduğumu belirteyim.
Bu konuyu gayet iyi açıkladığını düşündüğüm ve bana yeni kurdukları web sitelerine üyelik teklifinde bulunan bir dosta verdiğim cevabı buraya da aktarıyorum...
"Sevgili kardeşim, açtığınız site hayırlı uğurlu olsun.
......
Bunca site bolluğu arasında umarım kısa sürede işlevselliği ile tutunabilir bir site haline gelir siteniz ve grubunuz. Güzel davetinize ayrıca teşekkür ediyorum. Lütfen beni yanlış anlamayın ama bir süredir ilgimi azalttığım sanal alemde motosiklet olayına ne yazık ki YBR125'imi satılığa çıkartarak da ara verme düşüncesindeyim. Bu motosikletten kopuş anlamını taşımasa da, geriye dönüp baktığımda, 2006 yılından beridir fazlasıyla motosiklet üzerine - üstelik haddim de olmayarak - yazıp çizmişim. Pek çok tecrübeli kullanıcının ve motorcunun yanında benim motosiklet deneyimim solda sıfır kalır, bu sebeple de bir süreliğine kenara çekilme kararı verdim. Belki yazı çizi anlamında az çok deneyim sahibiyim ama motosiklet konusunda söyleyeceğimin de ötesinde konuşmuşum gibi hissediyorum, bu kararı da bundan sebep aldım zaten. Bu sebeple beni mazur görmenizi diliyor ve size yolunuzda başarılar, kolaylıklar diliyorum. Saygı ve sevgilerimle. "
Son bir kaç kelam eyleyerek gideyim. Bizim memlekette motosiklet lüks tüketim aracı olarak görüldüğü sürece motosiklet ve motorculuğun yaygınlaşması adına pek çok çaba bir işe yaramaz. Bir takım motosiklet sitelerinde insanların büyük cc motosikletlere verdikleri bakım masraflarını okuyunca insanın dudağı uçukluyor doğrusu, pek çok otomobilin bile daha az masrafı var. Aynı şey kasko değerleri ve genel motosiklet fiyatları için de geçerli maalesef. Şüphesiz bunda, devletin motosikleti bir alternatif bireysel ulaşım aracı olarak görmüyor oluşunun da etkisi var. Bir de satıcıların ve sürücülerin bir kısmının bu işe hobi olarak bakması eklenince üstüne, özellikle motosikleti günlük yaşamının bir parçası yapmış olanları ve dolayısıyla küçük cc kullananları vuruyor bu durum maalesef. Aynı hobici zihniyetin (gerek satıcı gerek kullanıcı) bir kısmı, ekonomik koşulları çok iyi olmayan motor sevdalılarını da dışlama eğilimindeler, bunu sözlü olarak belirtmeseler bile davranışları ve ayrımcılıkları ile ortaya koyuyorlar. Buna rağmen ekonomik düşünenler için küçük cc motosikletler hala ulaşılabilir durumda, en azından ikinci el olanları, bu sebeple ille de motosiklet kullanmak istiyor ama dergilerde filmlerde gördüğünüz o lüks aletlere ulaşamıyorsanız hiç değilse bir 125 cc ile bu işin tadına varabilirsiniz. Ben bir sonraki motosikletimi de (şayet piyango filan çıkmazsa) muhtemelen 500cc altı modeller arasından seçeceğim. Kimbilir belki de yeni bir ybr 125... Dünya turuna çıkılıyorsa ben de onunla Türkiye turumu gerçekleştirebilirim neden olmasın.... Kaldı ki benim gözlemleyebildiğim kadarıyla özellikle gelişmiş batılı ülkelerde (ekonomik durumları bizden çok daha iyi olmasına rağmen) eski modellerin kullanımı oldukça yaygın. Bu eski modellerle bizlerin hayal bile edemeyeceği seyahatleri gerçekleştirenler var. (Bkz. http://www.advrider.com/ ) Tanıdığınız güvenilir bir motosiklet servisi varsa ve ille de büyük cc diyorsanız (tabii küçük cc ile yeterince tecrübeden sonra), eski modellerden biri de bu konuda alternatif olabilir. Böylece büyük cc'ye geçmek için de yıllarca beklememiş olursunuz. Edindiğim izlenimler beni de ileriye yönelik büyük cc alternatifi konusunda bu yönde düşündürüyor doğrusu.
Son bir kaç kelam eyleyerek gideyim. Bizim memlekette motosiklet lüks tüketim aracı olarak görüldüğü sürece motosiklet ve motorculuğun yaygınlaşması adına pek çok çaba bir işe yaramaz. Bir takım motosiklet sitelerinde insanların büyük cc motosikletlere verdikleri bakım masraflarını okuyunca insanın dudağı uçukluyor doğrusu, pek çok otomobilin bile daha az masrafı var. Aynı şey kasko değerleri ve genel motosiklet fiyatları için de geçerli maalesef. Şüphesiz bunda, devletin motosikleti bir alternatif bireysel ulaşım aracı olarak görmüyor oluşunun da etkisi var. Bir de satıcıların ve sürücülerin bir kısmının bu işe hobi olarak bakması eklenince üstüne, özellikle motosikleti günlük yaşamının bir parçası yapmış olanları ve dolayısıyla küçük cc kullananları vuruyor bu durum maalesef. Aynı hobici zihniyetin (gerek satıcı gerek kullanıcı) bir kısmı, ekonomik koşulları çok iyi olmayan motor sevdalılarını da dışlama eğilimindeler, bunu sözlü olarak belirtmeseler bile davranışları ve ayrımcılıkları ile ortaya koyuyorlar. Buna rağmen ekonomik düşünenler için küçük cc motosikletler hala ulaşılabilir durumda, en azından ikinci el olanları, bu sebeple ille de motosiklet kullanmak istiyor ama dergilerde filmlerde gördüğünüz o lüks aletlere ulaşamıyorsanız hiç değilse bir 125 cc ile bu işin tadına varabilirsiniz. Ben bir sonraki motosikletimi de (şayet piyango filan çıkmazsa) muhtemelen 500cc altı modeller arasından seçeceğim. Kimbilir belki de yeni bir ybr 125... Dünya turuna çıkılıyorsa ben de onunla Türkiye turumu gerçekleştirebilirim neden olmasın.... Kaldı ki benim gözlemleyebildiğim kadarıyla özellikle gelişmiş batılı ülkelerde (ekonomik durumları bizden çok daha iyi olmasına rağmen) eski modellerin kullanımı oldukça yaygın. Bu eski modellerle bizlerin hayal bile edemeyeceği seyahatleri gerçekleştirenler var. (Bkz. http://www.advrider.com/ ) Tanıdığınız güvenilir bir motosiklet servisi varsa ve ille de büyük cc diyorsanız (tabii küçük cc ile yeterince tecrübeden sonra), eski modellerden biri de bu konuda alternatif olabilir. Böylece büyük cc'ye geçmek için de yıllarca beklememiş olursunuz. Edindiğim izlenimler beni de ileriye yönelik büyük cc alternatifi konusunda bu yönde düşündürüyor doğrusu.
Hangi motorla olursa olsun - şayet yaşamayı seviyorsanız - eğitimsiz ve tam donanımsız motosiklete binmeyi aklınızdan geçirmemenizi öneriyorum
Yeni maceralarda ve belki de yollarda görüşmek üzere...
Çağrı "Cloud" Ö.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
İlginize teşekkürler!